Merzifon Tuning, Merzifon Tuning, Mezifon Modifiyeli Arabalar, Merzifon Modifiye, Tuning Merzifon
30 Haziran 2014 Pazartesi
Mazda RX-8
Mazda RX-8, Japon üretici Mazda tarafından Nisan 2002 - Ağustos 2012 arasında üretilen spor otomobildir. Motor olarak Wankel motoru kullanımakadır. Wankel motoru 1308 cc'dir. RX-8'de 192,215,231,240 ve 250 HP gücünde beş adet Wankel motoru vardır. Şanzıman olarak 5 ve 6 ileri düz vites şanzımanın yanı sıra 4 ve 6 ileri otomatik vitesde kullanılmaktadır.
Wankel motorda piston yerine rotor kullanılarak pistonlu motorlara oranla daha az hacimle daha fazla beygir ve tork üretilmektedir. Tabi daha az hacim daha az yakıt tüketimi anlamına gelmez .
Rx-8 motor tipinden dolayı Türkiye piyasasında pek yer tutamamıştır.
çünkü birçok japon aracında olduğu gibi bu araçtada motor parçaları ülkemizde pahalı satılmaktadır.
Wankel motorlar pistonlu motorlardan daha fazla aşınır ve ömrü daha kısadır ve kilometresi doldoğunda diğer motorların aksine bakım yerine tekrar yenileme gerektirir.
Bu faktörlerde araba parçalarının pahalı olduğu bir ülkede insanların gözünü korkutmaya yetmektedir zaten :)
Modifiye Aşamaları
1) Cam Filmi :
Cam filmi modifiyenin en basit aşamasıdır, araca estetik bir görünüm sağladığı gibi, zararlı uv ışınlarından korunmak ve yolcu kabininin güneş ışınlarıyla ısınmasını önlemek amacıyla da kullanılır. Cam filminin diğer bir kullanım alanı sürüş güvenliği sağlamaktır. İyi bir cam filmi gece sürüşlerinde karşıdan gelen keskin ışınları kırarak güvenli sürüş sağlamanıza yardımcı olur. Satış noktalarında “çizilmez cam filmi” veya “amerikan cam filmi” olarak adlandırılır ancak cam filmi çizilmez diye bir kural yoktur. Her cam filmi çizilebilir ancak bazıları daha kaliteli olduğu için çizilmeye karşı daha dayanıklıdır. Ülkemizde aracın ön kısmına cam filmi çektirmek kanunen yasak ancak polis gördüğünüzde camları açarsanız veya gece bir polis gördüğünüzde tavan lambalarını yakarsanız sorun olmaz. Ben bunlarla uğraşamam derseniz tam koyu olmayan 1 ya da 2 numara film çektirmeniz önerilir. Çektirmeniz önerilir diyorum çünkü kendi cam filminizi kendiniz çekmek isterseniz çok uğraşırsınız. Bu konuda uzman bir servisin çekmesi daha uygundur. Maliyeti 50 ile 80 YTL arasında değişebilmektedir.
2) Far Kitleri ve Neon Aydınlatma:
Yine otomobilinde hoş bir görünüm yakalamak isteyenlerin en çok tercih ettiği ürünlerden biridir. Far kiti olarak özellikle Xenon far kitleri sıkça kullanılmaktadır. Bildiğiniz gibi Xenon kimyasal bir elementtir. 1898 yıllında keşfedilmiştir.Otomobillerde ise 1990′lı yıllardan beri kullanılmaktadır ancak son 2-3 senedir yaygınlık kazanmıştır. Xenon farları diğer far kitlerinden ayıran en büyük özellik daha iyi aydınlatma sağlamasıdır. Xenon farların normal sarı renkte ışık veren Halojen farlardan diğer bir farkı ise kit olarak satılmasıdır. Yani bir Xenon lambayı alıp aracınıza direk uyguladığınızda verim alamazsınız çünkü Xenon lambalar mercekli camlara ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle sadece lamba olarak değil far komple set olarak satın alınmalıdır. Kısa mesafede yüksek yoğunlukta ışık yaydığı için daha iyi bir görüş sağlar ancak yansıma fazla olduğundan karşıdan gelen sürücünün gözünü alabilmektedir. Bu nedenle Xenon far alırken Uzun-Kısa değilde sadece Kısa aydınlatma özelliğine sahip farlar tercih edilmelidir.
Diğer bir alternatif ise Angel Eyes adı verilen far kitleridir. Bunlar sürüş anında daha az tehlikeli olabilmekle birlikte beyaz değilde mavi renkte bir ışık yaydığından ve far içerisinde mavi bir halka şeklinde olduğundan göze daha güzel görünmektedir. Xenon ve Angel Eyes far kitlerinin fiyatları kalitesine göre değişmektedir. Ancak ortalama olarak 350 ile 1100 YTL arasındadır.
Neon aydınlatma ise geceleri aracı alımlı gösteren bir başka unsurdur. Neon lambalar ilk olarak dükkanların tabelalarında ve televizyon tüplerinde kullanılmaya başlanmışsa da üretken modifiyeciler tarafından keşfedilerek otomobillere uygulanmıştır. Neon doğada çok az bulunan bir gazdır ve bu gaz genellikle uzunca bir cam tüpün içine doldurulup otomobillerin alt kısmına yerleştirilir ve düşük bir voltajla çalışabilir. Araç altı aydınlatmanın diğer bir alternatifi ise led lambalardır. Yine led lambalar uzunca bir tüpün içine dizilerek küçük bir voltajla çalıştırılabilir.
3) Jantlar ve Lastikler:
Dış modifiyenin vazgeçilmez bir parçasıdır. Kaliteli jantlar kullanılarak estetik bir görünüm yaratıldığı gibi güvenlik ve performans da sağlanmış olur. Dışarıdan bakıldığında jant basit bir parça gibi görünür ancak tam aksine jantların doğru seçilmesi can güvenliği açısından çok önemlidir. Çünkü jantlar aracın fren disklerinin soğutulmasından, performans ve yakıt tüketimine kadar doğrudan müdahalede bulunmaktadır. Bilindiği gibi jantların ölçüleri inç ( ” ) birimiyle belirlenmekte 1 inç ise 2.54 santimetreye tekavül etmektedir. Ülkemizde en çok tercih edilen jantlar 16 ve 17″ jantlar oluyor bundan yukarısı ise ülkemiz yolları açısından pek sağlıklı değil şehir dışına çıktığınızda sadece görünüşünü beğenip aldığınız jantlar başbelası olur. Ayrıca unutulmamalıdır ki jantlar ne kadar genişlerse ağırlıkta o kadar artar ve gerek frenaj gerekse yakıt tüketimi ve performans açısından olumsuz bir durum oluşur. Bunun önüne geçmek için jant alırken aracınızın motor hacmini, oluşacak yakıt tüketimini ve yol tutuşunu da göz önünde bulundururak jant seçimi yapmalısınız. Jantlar nasıl oluyorda yol tutuşunu engelliyor ? diyenler için bir örnek vermek gerekirse; eminim herkes ufak tefek drift ve drag yarışlarının videolarını seyretmiştir. Dikkat ederseniz drift yarışlarında geniş jantlar ve dar yapılı lastikler kullanılır amaç aracın olabildiğince fazla kaymasını sağlamaktır. Drag yarışlarında ise oldukça geniş lastikler ve dar yapılı jantlar kullanılır buradaki amaç ise aracın olabildiğince az patinaj atmasını sağlamaktır. Jantlar tek parça ve çok parçalı olarak satılmaktadır. Çok parçalı jantlar hasar gördüğünde sadece hasar gören parçanın değiştirilmesine imkan tanır bu nedenle tek parçalı jantlara göre daha avantajlıdır. Jantların fiyatlarıda kalitesine göre değişmektedir. Piyasadaki en kaliteli ve güvenli jantlar ise Momo, Enkei ve O.Z’dir. Aracınıza uygun jantı buradan marka ve model seçerek bulabilirsiniz.Eğer jant seçimini yaptıysanız sıra geldi lastiklere; genel olarak iki tip lastik vardır. Birincisi standart lastikler ikincisi ise performans lastikleri. Standart lastikler 180 km hıza kadar güvenli sürüş sağlar ve lastik üzerinde ” T ” harfiyle gösterilir, performans lastikleri ise 180 km ve üzeri hıza kadar güvenli sürüş sağlar ve lastik üzerinde ” H ” harfiyle gösterilir.
4) Rüzgarlık (Spoiler) :
Sedan otomobillerde bagaj kapağının üzerine, Hatchback otomobillerde ise tavanın arka kısmına takılan ve rüzgarlık olarak bilinen parçadır. Burada ki amaç aerodinamik etkiden olabildiğince fazla yararlanarak aracın yola yapışmasını sağlamaktır. Çünkü bir bir otomobil yere ne kadar güç uygularsa o kadar zor kayar. Yani rüzgarlık güzel bir görünümün dışında yol tutuşu açısından da oldukça aktif rol oynamaktadır. Bu sebeple rüzgarlık alırken sadece şekil olarak beğenip almamak gerekir. Özelliklede rüzgarlığın açısına çok dikkat edilmelidir. Araç hızlandıkça, araca etki eden hava miktarıda artacağı için, rüzgarlık havayı karşılayacak ve aracın arkasının yere bastırılmasını sağlayacaktır. Bir otomobil fabrikadan çıkmadan önce ulaşabileceği en yüksek hız ve buna bağlı olarak oluşacak hava akımı en ince detaylarına kadar hesaplanır. Eğer siz aracınızın motorunu modifiye ederek güç artışı sağlarsanız bu hesaplamaların dışına çıkmışsınız demektir. Bu nedenle araçta fark edilecek hadar güç artışı sağlanmışsa muhakkak rüzgarlık (spoiler) kullanılmalıdır.
5) Spor Amortisörler :
Yere yaklaştırılmış bir binek araç, yerden yüksek bir binek araçtan daima daha sportifdir. İşte spor amortisörlerin kullanım amaçlarından biri budur. Ancak daha önemli bir amaç yol tutuşu sağlamaktır. Yüksek süspansiyona sahip bir otomobil daha fazla esneme payına sahip olacağından keskin bir viraja girildiğinde merkezkaç kuvvetinin etkiyle savrulma eylemi gösterecektir. Spor amortisörlere sahip bir araç için bu durum tam tersidir. Ancak unutmayın ki spor süspansiyonlar daha sert olduğu için konfordan taviz vermeniz gerekecektir.
29 Haziran 2014 Pazar
Mazda Hakkında
Mazda ilk olarak 1920 de Bay Jujiro Matsuda ve bir kaç arştırmacı tarafından Hiroşimada Toyo Cork Kagyo Ltd. adı altında kuruldu.Bu şirket şişe mantarı üretiyordu daha sonra adı Abemaki Ağaç Şişe Mantarı Şirketi olarak değiştirildi. 1929 yılına gelindiğinde şirket makine parçaları üretmeye başladı,aynı yıl ilk aracı olan (aslında motosiklet)üç tekerlekli 30 modelini üretmeyi başardı. Araç o kadar başarılı olduki Çin'e MAZDA-GO-A adı altında ihraç edilmeye başlandı. 1934 te şirket adını Mazda olarak değiştirdi. Aslında bay Matsuda mütevazi kişiliği ile tanınan biriydi ama gerek markanın imajı gerekse ailesinin isminin çok fazla ön plana çıkmasını istememesinden dolayı Zoroastrian dininin tanrısı olan Ahura mazda ile özdeşleşsin amacıyla isim mazda olarak kaldı. Aynı tarihte küçük 8 tekerlekli kamyonların üretimine başlandı ve marka ismide üstlerine kondu. 1935 te Mazda, sırf üretim kaabileyetinin artması amacıyla Kaya delgeçleri ve ölçü blokları üretmeye başladı. 1936da şu anki logoya benzer ama aynı olmayan 'uçan M'figürü kullanılmaya başlandı. Bu figür Mazdanın anavatanı olan hiroşimayı temsil ediyordu ve aynı zamanda mazdanın Ahura mazdanında özellikleri olan çeviklik, hız ve yeni ufuklara süzülmeyi ifade ediyordu. 1940'ta İlk küçük sedan geliştirilmeye başlandı ama II.dünya savaşının patlak vermasiyle çalışma rafa kalktı ve ordu için arazi araçları üretimi başladı. 6 Ağustos 1945 teki atom bombası fabrikanın yarısını tahrip etti. Savaş sonrası fabrika tekrar inşa edildi ve üretim başladı. 1960'da Mazda ilk dört kapılı aracı olan R360 Coupe yi üretti. 1961 de NSU ile teknolojik ortaklık kurulup Wankel motorlara yönelik çalışmalar başladı. Bu yıl aynı zamanda mazdanın geleneksel benzinli motor,dizel motor ve wankel motor için beraber adım attığı bir yıl oldu. Bu yıl ilk pikap B1500 üretildi. 1962 de Carol 600 piyasya çıktı ve 1963 te üretim adeti 1 milyonu aştı. 1964'te İlk Familia 800 ve 100 yapıldı. 1965 te ingiliz firma Perkins Services'le dizel motorlar üzerine teknolojik ortaklık kuruldu.
Wankel Nedir?
Türkiye’de nadir bulunan bu motor modifiye konusunda son noktaya ulaşmış araçların gözdesi olmayı kısa zamanda başarmıştır.Standart motorlara göre hacim olarak yarı yarıya olmasına rağmen güç olarak neredeyse 1000 beygir güç üretmektedir. 100 km de 20 litre yakıt harcayan bu motorlar kullanıcıya mükemmel bir zevk yaşatmaktadır.
İsmi mucidi olan Felix Wankel’den (1902-1988) alan döner pistonlu bu motor üzerindeki çalışmalar 1924 yılında Felix’in kurduğu küçük bir laboratuarda başlamıştır. 1929 yılında yaptığı ilk moturun patentini almayı başarmıştır. 1933 yılında daha gelişmiş DKM32 isimli motoru yaparak çalışmalarına dur durak demeden devam etmiştir. Mütakip 1950 yıllarının başında eski adıyla NSU, yeni ismiyle Audi ile birlikte çalışmaya başlamıştır. Audi firmasında yapmış olduğu çalışmalarla göz dolduran Felix 136 beygire kadar çok güçlü motorlara imza atmıştır.
Göz dolduran Wankel motorlarını Japonlar,Amerika, İngiltere, İtalya kendi üretmiş olduğu araçlarda kullanarak 185 beygire kadar mükemmel araçlar tasarlamışlardır.
Bu motorun genel özelliklerine bakacak olursak; 4 silindire sahip motor 16 sübaplı ve çift eksantirik ile günümüz motorlarına göre daha az karmaşık yapıya sahiptir. Bu kadar basit bir yapıya sahip olmasına rağmen halen bazı parçalarının onarılması ve daha sağlam yapıya sağlam malzemeden yapılması mümkün değildir. Emme, sıkıştırma ve egzoz zamanları rotorun çevresinde oluştuğu için aşınma daha fazla ve polimer malzemeden yapılması onarılamaz bir hal almasını ve sürekli değişmesini gerektirmektedir.
Wankel’in çalışma prensibini inceleyecek olursak; dört zaman ilkesine göre çalışan motor her bir devrinde eksantirik miline üç devirlik iş yükler. Eksantirik milindeki bu hareket direk şanzımana iletilerek performans düşüklüğü büyük oranda engellenmiştir. Ayrıca motor su soğutmalı yapıya sahiptir. Yapı itibariyle oval bir şeklinin olması emme ve egzoz kanallarının birbirine paralel, ateşleme bujilerinin tam karşısında bulunmasına sebep olmuştur.
Motorun en büyük problemi ise gerçek performansını yüksek devirde yakalamasına bağlı olarak yakıt sarfiyatının oldukça artmasıdır. Türkiye’ de yerli araç olarak sadece Şahin’de bulunan bu sistem drag yarışlarının gözdesidir.
Araba Manyakları
İsmi mucidi olan Felix Wankel’den (1902-1988) alan döner pistonlu bu motor üzerindeki çalışmalar 1924 yılında Felix’in kurduğu küçük bir laboratuarda başlamıştır. 1929 yılında yaptığı ilk moturun patentini almayı başarmıştır. 1933 yılında daha gelişmiş DKM32 isimli motoru yaparak çalışmalarına dur durak demeden devam etmiştir. Mütakip 1950 yıllarının başında eski adıyla NSU, yeni ismiyle Audi ile birlikte çalışmaya başlamıştır. Audi firmasında yapmış olduğu çalışmalarla göz dolduran Felix 136 beygire kadar çok güçlü motorlara imza atmıştır.
Göz dolduran Wankel motorlarını Japonlar,Amerika, İngiltere, İtalya kendi üretmiş olduğu araçlarda kullanarak 185 beygire kadar mükemmel araçlar tasarlamışlardır.
Bu motorun genel özelliklerine bakacak olursak; 4 silindire sahip motor 16 sübaplı ve çift eksantirik ile günümüz motorlarına göre daha az karmaşık yapıya sahiptir. Bu kadar basit bir yapıya sahip olmasına rağmen halen bazı parçalarının onarılması ve daha sağlam yapıya sağlam malzemeden yapılması mümkün değildir. Emme, sıkıştırma ve egzoz zamanları rotorun çevresinde oluştuğu için aşınma daha fazla ve polimer malzemeden yapılması onarılamaz bir hal almasını ve sürekli değişmesini gerektirmektedir.
Wankel’in çalışma prensibini inceleyecek olursak; dört zaman ilkesine göre çalışan motor her bir devrinde eksantirik miline üç devirlik iş yükler. Eksantirik milindeki bu hareket direk şanzımana iletilerek performans düşüklüğü büyük oranda engellenmiştir. Ayrıca motor su soğutmalı yapıya sahiptir. Yapı itibariyle oval bir şeklinin olması emme ve egzoz kanallarının birbirine paralel, ateşleme bujilerinin tam karşısında bulunmasına sebep olmuştur.
Motorun en büyük problemi ise gerçek performansını yüksek devirde yakalamasına bağlı olarak yakıt sarfiyatının oldukça artmasıdır. Türkiye’ de yerli araç olarak sadece Şahin’de bulunan bu sistem drag yarışlarının gözdesidir.
Araba Manyakları
Mitsubishi EVO 500 HP
Mitsubishi Lancer, ilk kez 1973'te satışa sunulan otomobildir. Bunun dışında sportif Evo versiyonu bulunmaktadır. Evo serisi ise 1992'den bu yana satışa sunulmaktadır. Rallilerde boy gösteren Lancer'ın bu yüzden 'da "Ralliart" versiyonu bulunmaktadır. Lancerler türkiyede 1988 1992 yıllarında satılmıştır..Daha sonra lancerler türkiye topraklarına ithal edilmemiştir.2000 senesinde yedinci nesil lancerler sunulmuş ama bunlarda Türkiye topraklarına ithal edilmemişti. Lancerler 2004 yılında 8 neslini çıkardı.Bu nesil lancere birçok ödül kazandırdı.8.nesil lancer NHTSA kaza testlerine katılmış ve 4 yıldız almıştır.bu nesil yılın otomobili seçilmiştir.Türkiyede lancer 2003 otomobil fuarında tanıtıldıkdan sonra satılmaya başlanmıştır.Lancerde ebd destekli abs çift hava yastıkları merkezi çocuk kilidi gibi güvenlik özellikleri bulunuyordur. Lancerler Türkiye 'ye 1.3ve 1.6 motorlarla ithal edildi.Ancak 1.3 motor çok az ithal edildi.Günümüzde 1.3 lancer bulmak çok zor. Bu nesil toplam 4 yıl sürdü.2004 'den 2008 ' ye kadar sürdü.2008 'de tamemen yenilenerek dokuzuncu nesline kavuştu.
Araba Manyakları
Araba Manyakları
Nissan 370z
Nissan, 26 Aralık 1933 tarihinde Japonya'nın Yokohoma kentinde kuruldu. Adı 1934 yılında Nissan Motor Co. Ltd. olarak değiştirilen şirket, şu anda müşteri mutluluğu ve memnuniyetini ön planda tutan ve tüm ihtiyaçlara cevap vermeyi amaçlayan bir hizmet anlayışı ile dünyanın 5 kıtasında üretim yapıyor. Kuzey Amerika, Avrupa, Japonya ve Denizaşırı Ülkeler olmak üzere 4 ana bölgede yapılanmış olan Nissan, Avrupa'ya araç ihracına 1962 yılında başladı. 1983'te Terrano II, Vanette Cargo ve günümüzde Navara üretiminin gerçekleştiği Nissan Motor İberica, İspanya'da üretime geçti. 1984 yılında, Nissan'ın bir diğer fabrikası, Nissan Motor Manufacturing İngiltere kuruldu.
Araba Manyakları
Araba Manyakları
28 Haziran 2014 Cumartesi
TOFAŞ (Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.)
TOFAŞ (Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.), 1968 yılında Koç Topluluğu'nun kurucusu merhum Vehbi Koç tarafından kuruldu. Üretim fabrikası Bursa’da yer alan, Koç Holding ve FCA - Fiat Chrysler Automobiles'ın eşit hissedar olduğu kuruluş, bugün %37,8 Fiat Auto S.P.A, %37,8 Koç Holding A.Ş. ve %24,3 diğer kuruşlara ait ortaklık yapısıyla faaliyetlerine devam etmektedir. Tofaş, hem binek, hem de hafif ticari araç üretebilen tek Türk otomotiv şirketi konumunda yer almaktadır. Türk otomotiv sanayisinin büyük üreticilerinden biri olan Tofaş, yılda 400 bin araçlık üretim kapasitesine ve 6.500 çalışana sahiptir.
2013’te Fiat Chrysler Automobiles’ın 175 fabrikasında uygulanan WCM - Dünya Klasında Üretim Programı kapsamında “Altın Seviye”ye ulaşan Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında, Fiat’ın yanı sıra Citroen, Peugeot, Opel ve Vauxhall markaları için de üretim yapılmaktadır.
Otomotiv sektöründe güçlü ve köklü bir geçmişe sahip olan Tofaş, Türkiye’de Fiat, Lancia, Alfa Romeo, Jeep, Ferrari ve Maserati (Fer Mas) markalarının satış ve satış sonrası operasyonlarını üstlenmektedir.
Günümüzde 80 ülkeye ihracat yapan Tofaş, 2013 yıl sonu verilerine göre 160.000 adet araç ihraç etmiştir.
Araba Manyakları
2013’te Fiat Chrysler Automobiles’ın 175 fabrikasında uygulanan WCM - Dünya Klasında Üretim Programı kapsamında “Altın Seviye”ye ulaşan Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında, Fiat’ın yanı sıra Citroen, Peugeot, Opel ve Vauxhall markaları için de üretim yapılmaktadır.
Otomotiv sektöründe güçlü ve köklü bir geçmişe sahip olan Tofaş, Türkiye’de Fiat, Lancia, Alfa Romeo, Jeep, Ferrari ve Maserati (Fer Mas) markalarının satış ve satış sonrası operasyonlarını üstlenmektedir.
Günümüzde 80 ülkeye ihracat yapan Tofaş, 2013 yıl sonu verilerine göre 160.000 adet araç ihraç etmiştir.
Araba Manyakları
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)